Herkese merhaba! 🙋 E-ticaretle uğraşan herkesin aklını kurcalayan o büyük soruyu masaya yatırıyoruz: Kendi e-ticaret siteni kurup patron mu olacaksın, yoksa Trendyol, Hepsiburada gibi pazaryerlerinde devam mı edeceksin? İkisinin de artıları var, eksileri var. Gelin, satıcılar olarak hepimizin yaşadığı dertleri ve fırsatları konuşalım, bu işe birlikte kafa yoralım!
Pazaryerlerinde Satış Yapmanın Avantajları ve Dertleri
Trendyol, Hepsiburada, Amazon gibi platformlar, e-ticarete başlamak için süper bir sıçrama tahtası. Ama her güzel şeyin bir bedeli var, değil mi?
Neden Pazaryeri?
Hazır Müşteri Kitlesi: Trendyol’da milyonlarca insan alışveriş yapıyor. Sen sadece ürününü koy, müşteri kapıda!
Kolay Başlangıç: Site kur, tasarım yap, ödeme sistemi entegre et derdi yok. Hemen mağaza aç, satışa başla.
Reklam Gücü: Pazaryerlerinin reklam bütçeleri devasa. Senin ürünün “Süper Fırsatlar” kampanyasında pat diye öne çıkabilir.
Peki, Dertler Ne?
Komisyonlar Can Yakıyor: %10-20 komisyonlar, hele düşük kar marjıyla çalışıyorsan, cüzdanı zorluyor. “Bu kadar mı keseceksiniz?” diye haykırdığın oldu mu?
Rekabet Çıldırmış Durumda: Aynı ürünü satan 50 satıcı var, fiyat kırma yarışı başlıyor. Fark yaratmak zor.
Kontrol Sende Değil: Trendyol bir politika değiştiriyor, hoop, ya fiyatın ya stoğun etkileniyor. “Niye böyle oldu?” diye soracak yer bulamıyorsun bazen.
Kendi E-Ticaret Sitesini Kurmanın Artıları ve Zorlukları
Kendi siteni kurmak, “ben bu işin patronuyum!” demenin yolu. Ama bu yol da dikenlerle dolu, baştan söyleyelim.
Neden Kendi Siten?
Tam Kontrol: Markan, tasarımın, fiyat politikan tamamen sana ait. Komisyon derdi yok, kâr senin cebinde!
Müşteri Sadakati: Kendi sitende müşteriler seni tanır, sadık bir kitle oluşturursun. Trendyol’da müşteri platformun, sen sadece satıcısın.
Esneklik: İster kampanya yap, ister blog yaz, ister hediye kuponu dağıt. Kendi sitende kural sensin.
Ama Zorluklar Var
Müşteri Çekmek Zor: Trendyol’un hazır trafiği yok. Google reklamları, sosyal medya derken bütçe uçabilir. “Niye kimse gelmiyor?” diye hayıflanabilirsin.
Teknik Dertler: Site kurmak, hosting, ödeme sistemi, güvenlik… Bunlar hem zaman hem para demek. Teknik bilgin yoksa, bir de yazılımcıya bağımlı kalıyorsun.
Lojistik ve Güven: Müşteriler pazaryerlerine güveniyor, ama senin sitene güvenmesi zaman alıyor. Kargoda sorun çıkarsa, suçlu sensin.
Hangi Durumda Ne Yapmalı?
Pazaryeri mi? Yeni başladıysan, bütçen kısıtlıysa veya hızlı satış yapmak istiyorsan, pazaryerleri biçilmiş kaftan. Mesela, Trendyol’da mağaza açıp test yap, piyasayı öğren.
Kendi Siten mi? Markanı büyütmek, uzun vadeli düşünmek istiyorsan kendi siteni kur. Ama hazır ol, bu iş sabır ve yatırım istiyor. Shopify, WooCommerce gibi platformlarla başlayabilirsin.
İkisini Birlikte mi Yapsan? Bence en akıllısı bu! Pazaryerinde satış yap, trafiği kendi sitene yönlendir. Mesela, ürün paketlerine kendi sitenin QR kodunu koy, müşteriyi yavaş yavaş çek.
Çözüm Arayışımız: Sen Ne Yapıyorsun?
Bu işte yalnız değilsin! Pazaryerlerinin komisyonları, rekabeti seni de bunalttı mı? Yoksa kendi siteni kurdun da “keşke şunu önceden bilsem” dediğin şeyler mi var? Hadi, deneyimlerini paylaş! Kendi siteni kuranlar, hangi platformu kullanıyor, ne kadar harcadınız? Pazaryerinde kalanlar, hangi stratejilerle fark yaratıyorsunuz? Anlatın, hepimiz öğrenelim! 🚀